Uyanmak
Uyanmak Ne Demek ?
Tam anlamıyla bir tanım içine sığdırılamayacak kadar geniş ve soyut bir kavramı en basit şekliyle kalemim müsaade ettiğince sizlerle paylaşmak isterim. Uyanmak, bir bakış açısıyla zihnin/egonun bize kurduğu limitli yaşamın gerçek olmadığını, ÖZümüzle ile BİR olduğumuzda, gerçekleşmekte olan herşeyin sadece bir “oluş” hali olduğunu anlayacak bir algı durumuna geçmek diye tanımlanabilir. Olanı, biteni “benim hayatım” dediğiniz akışı, bir seyirci edasıyla “izleyen” konumuna geçmek ve duygusal savrulmalar olmadan, çok daha hafif ve kabulü olan bir yerde olmak demektir.
Uyanmak bir statü müdür?
Hayır, uyanmış olmak bir statü yaratmaz, aksine var olan statülerin egonun bir yaratımı olduğunu anlamaya dair bir bakış sağlar.
Peki uyanmış olmak, statü de sağlamazken neden bu kadar vurgulanıyor ve önem veriliyor?
Uyanmış olmak, zihnin/egonun hapishanesinde tutsak kalan ÖZ’ün özgürleşmesine dair olduğu için, uyanış öncesi sadece “var olduğumuz”, uyanış sonrasında ise gerçekten “yaşamaya” başladığımızı söyler Birlik Üniversitesi’nin kurucusu Sri Amma Bhagavan, Mevlana ve bir çok kadim bilgi. Yükleri taşımaktan vazgeçmek ve gerçekten yaşamaya dair hissedilen “tutku” uyanmayı önemli kılmaktadır.
Uyanış sonrası hayatım tamamen değişecek mi?
Hayır, özellikle beynin adaptasyonunu ifade eden “dönüşüm süreci” devam ederken, eski duygusal yükleriniz, egonuzun kendini varlamak için kullandığı tüm araçları/eğilimleri görmeye devam edersiniz, ancak olaylara/durumlara/insanlara bakış açınız farklılaştığı için size çok önemli iki hediye verilmiş olur. Bu hediyelerin adı : “farkındalık” ve “kabul etme”dir. Uyanmanın tam dönüşüm sürecini tamamlamasının ardından ise yaşamı, olduğu haliyle kabul ve hiçbir şeyin “kalıcı” olmadığı ile ilgili anlayış netleştiğinde, eğer gerekliyse değişimler başlar.
Uyanışla birlikte gerçekleşenler sadece psikolojik mi?
Hayır, sadece psikolojik değil, nöro biyolojik bir değişim olmaktadır. Yapılan derin meditasyon çalışmaları ve uyanışa özel bazı enerji aktarımlarıyla (deeksha) ile birlikte beyinde prefrontal lob’un aktivasyonunu sağlanmakta ve uyanış ile birlikte beyinde kalıcı olarak bu forma geçmektedir. Yapılan çeşitli bilimsel araştırmalarla özellikle sol prefrontal lob’un, olumlu düşüncelerin, mutluluğun, şefkatin ve neşenin beyindeki merkezi olduğu görülmektedir.